Sık Sorulan Sorular

Cevap: Beyincikteki kanama bazen cerrahi gerektirmeyecek boyutta olup, oluşan küçük bir kan pıhtısıyla dördüncü ventrikül adını verdiğimiz beyin omurilik sıvısının dolaşım yerinde tıkanıklığa yol açarak akut hidrosefali oluşturabilmektedir. Büyük kanamalarda bilinç aniden bozulurken hidrosefali gelişenlerde bir süreç izlemektedir .Acil BBT ( bilgisayarlı beyin tomografisi ) ise akut hidrosefali mi yoksa büyük bir kanama mı ayrımını rahatlıkla yapmamızı sağlamaktadır. Cerrahide temel prensip sorunu gidermektir. Sorun eğer gelişen hidrosefali ise hidrosefaliye yönelik cerrahi müdahale yapmak gerekir. Hidrosefaliye yönelik cerrahi müdahale yerine bir başka cerrahi müdahale yaptığımız zaman geçen süre hastanın kaybıyla sonuçlanabilmektedir.

Cevap: Bel fıtığı ameliyatınız doğru endikasyon ve doğru cerrahi teknik ile yapılmış ise kısa zamanda günlük işlerinizi yapabilirsiniz. Hiç ameliyat olmayan, bel fıtığı yakınması olmayan insanların da dikkat etmesi gereken kusurlu hareketleri yapmamakta fayda var. Bel egzersizleri yaparak ve yüzerek bel kaslarınızı güçlendirmenizde fayda var.

Cevap: Endoskopik disk ameliyatı kapalı ameliyat değildir. Endoskopik disk ameliyatında cilt kesisi mevcut ve yaklaşık 2.3 cm uzunluğundadır ve dilatatör adını verdiğimiz kasın içerisine giren aletlerle cerrahi sahaya ulaşılmaktadır ve çalışabildiğiniz alan sınırlıdır. Mikroskop yardımıyla yapılan ameliyatlarda kesi yaklaşık 3 cm uzunluğundadır ve daha geniş sahaya hakim olabilmekteyiz. Yani ikisinde de cilt kesisi mevcut ve ikisinde de kaslar açılmakta, sadece yaklaşık 0.7 – 1 cm açıklık fark etmektedir. Uygun hastaya uygun teknik tercih edilmelidir.

Boyundan omuza ve kollara yayılan ağrı,uyuşma ile birlikte ellerde beceriksizlik, yürüme güçlüğü olan hastalarda genellikle boyun ( servikal ) bölgesinde fıtıklaşma, kanalda darlık veya tümöral kitle olabilir. Bunun ayrımı için tam bir nörolojik muayene ve bu muayenenin sonucuna göre ilgili tetkikler gerekmektedir. Yürüme güçlüğünün bu bölgenin lezyonlarından da kaynaklanabileceğini hatırlamakta fayda var. Bu nedenle beyin ve sinir cerrahisi uzmanına görünmenizde fayda var.

Cevap: Omuzdaki ağrı beraberinde boyun bölgesi, ense ve ağrı olan taraftaki kola yayılıyorsa genellkle boyun fıtığı, boyun bölgesinde dar kanala bağlı sinir sıkışması akla gelmelidir. Bu hastalarda omuzun hareketiyle (saç tarama, kolu sırt bölgesine götürme gibi hareketlerle ) artan ağrı yoktur ve ağrı süreklidir. Bazen omuz bölgesinde donmuş omuz ( frozen shoulder) adını verdiğimiz ve sadece omuza lokalize olan, saç tarama, kolu sırt bölgesine götürme veya yukarı kaldırma gibi hareketlerle artan ağrı olmaktadır. Bu ağrı enseye, boyuna ve kola yayılmamaktadır. Zaman zaman donmuş omuz ( frozen shoulder) kliniği olan hastalara çektirilen servikal MRG’de boyun fıtığı tesadüfen bulunabilmektedir. Servikal MRG’de boyun fıtığı var fakat hastanın yakınması ve klinik bulguları donmuş omuz ile uyumlu ise bu hastaya boyun fıtığı ameliyatı yerine donmuş omuz tedavisini önererek ortopedi uzmanına yönlendirmek gerekir. Servikal MRG’de boyun fıtığı var ve hastanın yakınması, klinik bulguları boyun fıtığı ile uyumlu ise bu hastaya boyun fıtığı nedeni ile tedavi önererek beyin ve sinir cerrahisi uzmanına yönlendirmek gerekir.

Cevap: Özellikle geceleri uykudan uyandıran elinde bilekten avuç içine ve parmaklara uzanan ağrı, uyuşması olan hastalarda aklımıza Karpal Tünel Sendromu adını verdiğimiz el bilek hizasında sinir sıkışması gelmelidir. Bu hastalarda ağrı boyun ense ve kola yayılan boyun fıtığı için özellik sunan ağrı gibi değildir. Sadece geceleri belirginleşen bilek hizasından avuç içine ve parmaklara yayılan ağrı, uyuşma karekterindedir. Boyun fıtığında ise ağrı el bileğinden ziyade boyun, ense bölgesinden başlayıp omuz ve kola yayılabilmektedir. Bir konuda cerrahi karar verirken sadece hastaya ait radyolojik tetkikleri değil yakınmalarını ve yaptığımız nörolojik muayene sonucu elde ettiğimiz klinik bulguları da göz önünde bulundurmalıyız. Cerrahide temel prensip sorunu ortadan kaldırmaktır. Sadece radyolojik tetkike göre karar vermek hatadır.

Cevap: Boyun fıtığı ameliyatı olduktan sonra ilk günler ameliyat yerinizin enfeksiyon kapmamasınına dikkat etmelisiniz. Doktorunuzun önerdiği şekilde ve önerdiği sürede boyunluğunuzu kullanmalısınız. Erken dönemde doktorunuzun önerdiği boyun egzersizlerini yapmalısınız. Boyunlukla kendinizi koruyarak istediğiniz yere gidebilirsiniz. Ayrıca genel sağlığınızı ilgilendiren ek sorunlarınız varsa onlarla ilgili tedbirlerinizi alıp tedavinizi yapmalısınız.

 

Cevap: Hipofiz adenomlarında boyut, klinik bulgu ve hormonal değerlere göre endokrin bölümüyle konsulte edilerek medikal tedavi ve/veya cerrahi tedavi gerekebilmektedir. Cerrahi tedavide endoskopik hipofiz cerrahisi adını verdiğimiz burundan girilen cerrahi teknik sıklıkla tercih edilmektedir.

Cevap: Beyinde kötü huylu tümör olarak metastaz yapan tümörler ve glioblastome multiforme öncelikle düşünülmektedir. Metastaz adını verdiğimiz tümörlerde vücudun başka bir yerindeki kötü huylu tümörün beyine sıçramasıdır ve hastanın beklenen yaşam süresi uzun ise, beyinde tek bir metastatik lezyonu var ise veya birden fazla metastatik lezyon olup bir tanesi büyük boyutta ise cerrahi planlanabilir. Çok sayıda küçük lezyonları var ise ve beklenen yaşam süresi kısa ise cerrahi yapmamakta fayda var. Glioblastome multiforme adını verdiğimiz beyinin primer kötü huylu tümöründe cerrahi yapmakta fayda var. Çünkü çok büyük tümörde hastanın yaşam süresi çok kısıtlı iken uygun ameliyat, uygun doz radyoterapi ve uygun doz kemoterapi ile hastaya ortalama olarak 1 yıla yakın yaşam süresi kazandırılabilmektedir. Bu tedavi şekli hiçbir zaman tümüyle tümörü yok etmemekte, tekrar yeniden büyüyebilmektedir. İnsan hayatında cerrahi müdahale yapıldığı zaman cerrahi müdahale yapılmayana göre ortalama 9-12 ay gibi fazladan yaşam süresini uzatma imkanı sağlama hem hekimin hem de ailenin düşünmesi ve karar vermesi gereken en önemli konudur.

Cevap: Bel bölgesinde omurga kemikleriniz içinden geçen ve bacaktaki, ayaktaki kuvvet, duyu v.b. fonksiyonları sağlayan sinirin / sinirlerin sıkışması sonucu ( Spinal stenoz = dar kanal ) belirli bir mesafeyi yürümekle ve belirli bir süre ayakta kalmakla sağlıklı insanlarda görülmeyen bel, her iki kalça ve bacak ağrısı olabilir. Bu hastalarda çektirilen lumbosakral (bel) MRG’de fıtıkla birlikte veya fıtık olmaksızın sinirin geçtiği kanallarda darlık görülür. Bel fıtığı olan hastalarda sürekli ağrı varken dar kanalı olan hastalarda ağrı yürümekle ve ayakta durmakla ortaya çıkmaktadır. 5 metre yol yürümekle ve 2 dakika ayakta durmakla bu yakınmaları olan hastaya ayırıcı tanıda başka bir sebep bulunamazsa cerrahi gerekmektedir. Bu nedenle beyin ve sinir cerrahisi uzmanına görünmenizde fayda var.

Cevap: Kilolu bir hasta yürümediği zaman kilosu daha çok artacak ve dizlerine binen yük artacağı için zamanla mevcut yakınmalarına ek olarak dizlerde hareket kısıtlılığı gelişecektir. Bel ve sırt kaslarını geliştirmediği için sürekli bel ağrısı problemi yaşayacaktır. Yürümemek sorunu ortadan kaldırmadığı gibi daha da arttırmakta. Lomber dar kanal hastalığı olanlarda radyolojik görüntü ve hastanın yakınmaları bir biriyle uyumlu ise en iyi çözüm cerrahidir.

Cevap: Belde kayması olan ( Spondilolistezis ) hastalarda radyolojik tetkiklerde kaymanın derecesi ve hastanın nörolojik tablosu, yol yürüme mesafesi ( nörojenik cladicatio ) cerrahi karar vermede önemli kriterlerdir. Cerrahi gerektirmeyen olgularda korse ve ilaç tedavisi, bel egzersizleri verilebilir. Hasta bu tedaviden yarar görmüyor ise cerrahi yönden tekrar değerlendirilmelidir. Bu nedenle beyin ve sinir cerrahisi uzmanına görünmenizde fayda var.

Cevap: Gelişen teknik imkanlar hem tanıda hemde tedavide bel fıtığı hastalarında büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Mikroskop yardımıyla yapılan ameliyatlarda tüm anatomik yapılara hakim olma şansına sahip olan hekim fıtık olan parçayı çıkartmakla hastanın hem ağrıdan kurtulmasını sağlamakta hemde sinirin üzerindeki basıyı kaldırarak felç olmasını engellemektedir.

Cevap: Beyinde ön bölge ( Frontal ) adını verdiğimiz bölgenin kitlesel lezyonlarında ( tümör, kanama, vasküler patoloji, apse v.b. ) koku alamama gibi yakınmalar olabilmektedir. Kulak – Burun – Boğaz hastalıkları uzmanının kendi alanı ile ilgili yaptırdığı tetkikler eğer negatif ise bir beyin ve sinir cerrahisi uzmanına görünmenizde fayda var.

Cevap: Bu yaşlarda ilk kez epilepsi ( sara nöbeti ) geçiren hastalarda beyin tümörü ve vasküler hastalıkları gibi kitlesel lezyonları ayırt etmek için mutlaka ileri tetkik gerekmektedir. Özellikle nöbet ile birlikte konuşmada bozulma ve yürümede dengesizlik mevcut ise mutlaka beyin tümörünü ayırıcı tanıda düşünmek zorundayız. Bu nedenle gerek tanı gerekse tedavi için bir beyin ve sinir cerrahisi uzmanına görünmenizde fayda var.

Cevap: Hipofiz tümörlerinde görme alanı defekti adını verdiğimiz görme kaybı olabilmektedir. Görme alanı defektinde defektin olduğu yere göre gözün baktığı yönün sağı veya solu, yukarısı veya aşağısı görülememektedir. Hipofiz tümörlerinde görme alanı defekti yalnız başına olabileceği gibi bir takım hormonal bozukluklar ile birlikte görülebilmektedir. Göz hastalıkları uzmanını ilgilendiren sebep yok ise beyin ve sinir cerrahisi uzmanına görünmenizde fayda var.

Cevap: Hipofiz tümörlerinde prolaktin adını verdiğimiz hormon değeri yüksek olduğunda bu yakınmalar görülebilmektedir. Ayrıca bu yakınmalara bazen görme alanı defekti adını verdiğimiz görme ile ilgili yakınmalar eşlik edebilmektedir. Hipofiz tümörlerinin dışında bazı kullandığınız ilaçlar, jinekolojik problemler gibi farklı sebepleri de olabilmektedir. Bu ayrımın ve gerekli uygun müdahalenin yapılabilmesi için öncelikle beyin ve sinir cerrahisi uzmanı ve endokrin uzmanına görünmenizde fayda var .

Cevap: Eski fotoğraflarınız ile karşılaştırdığınız zaman burnunuzda büyümeyi siz de fark ediyorsanız ve ayakkabınız eskisi gibi ayaklarınıza uygun değilse akromegali adını verdiğimiz ve hipofiz tümörlerinde görülen büyüme ( Growth ) hormonu yüksekliğine bağlı olarak oluşan klinik tablo aklımıza gelmelidir. Tanı ve tedavi için beyin ve sinir cerrahisi uzmanı ve endokrin uzmanına görünmenizde fayda var.

Cevap: Genelde yaşlı ve aspirin benzeri ilaçları kullanan hastalarda kafa travmasını takiben subdural kanama adını verdiğimiz beyin ve dura ( beyin zarı ) arasında oluşan kanama meydana gelebilmektedir. Bu kanama yavaş büyüdüğü için belirli bir sürenin sonunda hastada kanamanın lokalizasyonuna göre değişebilen ve/veya birliktelik gösterebilen kişilik değişikliği, baş ağrısı, konuşma bozukluğu, uykuya eğilim, tek taraflı kol ve bacakta kuvvet kaybı, uyuşukluk, nöbet (sara krizi) olabilir. Kişilik değişikliği olan hastalar bazen yanlışlıkla psikiyatri kliniklerinde izlenebilmektedir. Baş ağrısı nedeniyle nöroloji kliniklerinde izlenebilmektedir. Nöroloji uzmanı yapılan tetkiklerde subdural kanama tespit ederse beyin ve sinir cerrahisi uzmanına yönlendirebilmektedir. Bu şekilde öykü veren ve klinik yakınmaları olanların en yakın beyin ve sinir cerrahisi ( nöroşiruji ) uzmanına baş vurmalarında yarar var.

Cevap: Yüksek tansiyon hastası olup aniden konuşma bozukluğu ve bir tarafında felçlik gelişen hastada ilk aklımıza gelenler beyin kanaması ve serebral enfarkt ( damar tıkanıklığı ) tablosudur. Beyin kanaması mı yoksa serebral enfarkt mı ayrımını acil şartlarda BBT (Bilgisayarlı Beyin Tomografisi ) ile yapabiliriz. İleri tetkik olarak Beyin MRG, Diffüzyon MRG yardımcı olabilmektedir. BBT’de beyinde kanama mevcut ise ve boyut olarak da büyük ise acil cerrahi boşaltım gerekir. Cerrahinin amacı hastayı en az defisit ile ( nörolojik hasar ) en fazla yaşam süresini sağlamaktır. Hastanın yaşamı öncelikli hedef olduğu için cerrahiden sonraki süreç içerisinde hastayı hem hastanede hem de evde uygun fiziki şartları sağlayarak fizik tedavi programına almak gerekir. Uygun bakım ve fizik tedavi programı hastanın yaşam süresini uzattığı gibi bir tarafında oluşan felçlikte de zamanla düzelme ( kısmi veya tam ) sağlayabilmektedir.

Cevap: Beyincikteki kanama bazen cerrahi gerektirmeyecek boyutta olup, oluşan küçük bir kan pıhtısıyla dördüncü ventrikül adını verdiğimiz beyin omurilik sıvısının dolaşım yerinde tıkanıklığa yol açarak akut hidrosefali oluşturabilmektedir. Büyük kanamalarda bilinç aniden bozulurken hidrosefali gelişenlerde bir süreç izlemektedir .Acil BBT ( bilgisayarlı beyin tomografisi ) ise akut hidrosefali mi yoksa büyük bir kanama mı ayrımını rahatlıkla yapmamızı sağlamaktadır. Cerrahide temel prensip sorunu gidermektir. Sorun eğer gelişen hidrosefali ise hidrosefaliye yönelik cerrahi müdahale yapmak gerekir. Hidrosefaliye yönelik cerrahi müdahale yerine bir başka cerrahi müdahale yaptığımız zaman geçen süre hastanın kaybıyla sonuçlanabilmektedir.

Cevap: Kötü koku hissetme ağız, diş, burun ve boğazımızdaki hastalıklardan kaynaklanabileceği gibi etrafımızdaki pis ortamdan da kaynaklanabilir. Sizin yazdığınız gibi bu etkenler olmadığı halde hasta kötü koku hissetiğini ısrarla söylüyorsa temporal bölgede bir kitlesel lezyon ( tümör, kanama, vasküler patoloji, apse v.b. ) ayrıcı tanıda düşünülmelidir. Bu lokalizasyonda kitlesi olanlarda kötü koku algılama bazen tek bulgu olabilmektedir. İleri tetkik gerektireceği için en yakınınızdaki nöroşirurji ( beyin ve sinir cerrahisi ) uzmanına göstermenizde fayda var.

Cevap:İntrakranial Anevrizma tanısı olan hastalarda anevrizma tedavi edilmeden önce damar duvarı zayıf olduğu için cinsel ilişki, spor yapma, şarkı söyleme vb. efor gerektiren durumlarda kanama riski artmaktadır. Cerrahi veya endovasküler tedavi uygulalanlarda damar duvarı zayıf olan anevrizma ortadan kaldırıldığı için sizin cinsel ilişki, spor yapma, şarkı söyleme vb. efor gerektiren durumlarda korkmanıza gerek yok. Doktorunuza sadece “ne zaman” sorusunu sormanız yeterli. Tedavi görmüş hastalar ameliyat veya endovasküler tedavisi sonrası ilk günlerde dikkat etmesi gereken durumlarda kendilerini korurlarsa yeterli, sonraki dönemlerde tamamen sağlıklı ve normal yaşamını devam ettiren birey gibi davranmalıdırlar.

Cevap: İntrakranial Anevrizma ameliyatı yapılan ve taburcu edilen hastalarda herhangi bir sorun yok ise normal günlük yaşamlarına devam edebilirler. Normal günlük yaşam içerisinde yapmak zorunda oldukları tansiyon takibi ve ilaç kullanımı, şeker hastalığı takibi ve ilaç kullanımı gibi özel durumları var ise daha çok önem vermeliler. Rutin kontrollerini aksatmamaları gerekmektedir.

Cevap: İntrakranial Anevrizma ameliyatı olduktan sonra ki 3-10. günler arası bilinçte bozulma gelişmiş olsaydı vazospazm adını verdiğimiz anevrizmalarda sıklıkla görülen klinik tablo aklımıza gelmeliydi. Fakat 20. gün bilinçte bozulma ve idrar kaçırma olduğu için enfeksiyon (menenjit) veya hidrosefali (beyinde su toplanması) aklımıza gelmelidir. Bazen ameliyattan sonraki erken dönemde de hidrosefali görülebilmektedir. Hidrosefalinin gözden kaçmaması için hasta klinik olarak ve radyolojik olarak yakın takipte tutulmalıdır. Hatta intrakranial anevrizma ameliyatlarında yaygın subaraknoid kanama var ise third ventrikülostomi adını verdiğimiz BOS (Beyin Omurilik Sıvısı) dolanım yollarını açmak gerekmektedir. Buna rağmen hastada klinik ve radyolojik olarak hidrosefali gelişirse V-P ( ventriküloperitoneal ) şant takmak gerekebilir. Gerekli değerlendirmeyi ve müdahaleyi yaptırmak için en yakın nöroşirurji (Beyin ve Sinir Cerrahisi) uzmanına görünmenizde fayda var.

Müdahale etmek gerekir fakat her zaman cerrahi müdahale değil de bazı olgularda endovasküler tedavi dediğimiz yöntemde kullanılabilir. Sıklıkla cerrahi müdahale uygulanmaktadır. Müdahalenin amacı baloncuk olan anormal damarsal yapıyı devre dışı bırakmak ve anevrizma olgularında görülen tekrar kanama riskini ortadan kaldırmaktır. Aynı zamanda bu olgularda görülen vazospazm adını verdiğimiz hastanın klinik tablosunda gerilemeye yol açan sorunu da tedavi etmeye yarar.

Herkese DSA adını verdiğimiz beyin damarlarını gösteren anjio işlemini risklerinden dolayı yaptıramayız fakat birinci sorunun cevabında belirtiğimiz baş ağrısı yakınması olan hastalarda daha az riski olan beyin MR anjiosu yaptırabiliriz. Beyin MR anjiosunda baloncuk (anevrizma) saptananlar DSA adını verdiğimiz anjio işlemi yapılarak hem anevrizmanın daha ayrıntılı görüntüsü elde edilmiş olur hem de anevrizmaya endovasküler tedavi gerekli ise aynı işlemle bu tedavi de yapılmış olur. Endovasküler tedaviye uygun olmayanlara cerrahi müdahale yapılır. Hiçbir yakınması olmayana bu tetkikler yapılmaz. Ama bu şekilde yakınması olanda da yakınmayı ciddiye alıp bu tetkikleri yapmak gerekir.

Hastaların çoğu ani bilinç kaybı ile birlikte hayatında ilk kez çok şiddetli ve ölecekmiş hissi uyandıran baş ağrısı tarif eder, daha önce hiç böyle bir baş ağrısı hissetmediğini söyler. Buna kusma ve ense sertliği eşlik edebilir. Özellikle bu şekilde baş ağrısı tuvalette ıkınırken, şarkı söylerken, öksürürken, cinsel ilişki esnasında harcanan eforla tetiklenebilir. Bazı hastalarda ise benzer baş ağrısı ile birlikte göz kapağında düşme olabilir.